Sosyal Medya

Makale

Adâlet, evet amma, ‘enayi’ yerine konulmamak şartiyle!

15 Temmuz 2016’daki darbe hıyaneti, geçmiÅŸ darbelerle mukayese edilemeyecek derece bir büyük fitne ve entrika yumağıydı; geçmiÅŸtekilerden daha da uluslararası entrika merkezleriyle birlikte hazırlanmış bir hıyanet.. Hıyanet’ ibaresini iç darbeci unsurlar için kullanıyorum. Dış unsurlar zâten kendi fıtratlarının gereÄŸini ve vazifelerini yapıyorlar. GeçmiÅŸteki darbelerde sadece askerler arası güç yarışı kullanımı vardı. Bu fitnede ise geniÅŸ kitleler de devreye sokulmuÅŸtu. 

Böylesi büyük bir hıyanetin içeride Ã¶rümcek ağı gibi her tarafa yayılmış ince ve zor gözüken uzantıları olduÄŸundan, elbette yoÄŸun tutuklamalar oldu. Bu iddialar üzerine yanlışların, haksızlıkların giderilmesi için kurullar oluÅŸturuldu, bazıları eski hallerine kavuÅŸturuldu. 

Ama, konunun çetinliÄŸi ortada.. En baÅŸta da, bu fitnenin özellikle sivil kesiminde yer alanların, o faaliyetlere bir inanç hareketi anlayışıyla, ‘sevap’ iÅŸlediklerini düşünerek katılmış olmaları tabloyu girift hale getiriyordu. Dahası, en baÅŸtaki kiÅŸi olan Pensilvania Åžeyhi, hıyaneti akâmete uÄŸrayıp da, tutuklamalar baÅŸlayınca, ‘Beni kötüleyin, bana hakaret edin, bizi aldatmış deyin, hiçbir sorumluluÄŸu yok.. Yeter ki,kalbiniziAmmâr bin Yâsirgibi saÄŸlam tutunuz..’ diyerek baÄŸlılarının hareket alanını geniÅŸletmesi de bir diÄŸer çetinlikti.. Ve ayrıca, ’itirafçı’lar dışında, kimse hatalı ve suçlu olduÄŸunu veya aldandığını kabul etmedi; hepsi ‘mâsum’ idi. 

Ama, geçmiÅŸ askerî darbeleri hatırlamayanlar, bu darbe hıyaneti karşısında alınan tedbirlerin emsali görülmemiÅŸ bir zulüm uygulaması olduÄŸu gibi iddiaları yaymaya çalıştılar-çalışıyorlar.. Hattâ, serbest bırakılan veya bu zamana kadar yakalanamamış olanlar ülkeden gizli yollarla çıkarken, kendileriyle birlikte çoluk-çocukları da o tehlikeli yollarda, nehir ya da denizde boÄŸulmalarla karşılaşınca, o ölümlerin sorumluluÄŸu da aynı ÅŸekilde ErdoÄŸan’a!.. 

*** 

Bu ‘mâlum’lar niçin mi tekrarlanıyor? 

Pensilvania Åžeyhi’nin yıllarca avukatlığını yapan kiÅŸi de nihayet ‘itirafçı’ olmaya karar vermiÅŸ.. Herhalde çok ilginç ÅŸeyler anlatacaktır. 

Eski ‘Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ 1. Daire BaÅŸkanı Ä°brahim Okur gibi çok etkin bir ismin 12 Eylûl günü mahkemede söyledikleri de, nelerin nasıl döndüğünü anlatmaya yetecek mahiyette..  

*** 

 (FETÖ) mensubu olmakla suçlanan ve etkin piÅŸmanlık hükümlerinden faydalanmakisteyen eski Araklı Kaymakamı Ä°brahim Halil Åživgan ise önceki ifadelerini "Ãœzerimdeki manevî baskıya dayanamayarak etkin piÅŸmanlık hükümlerinden faydalanmak zorunda kaldım" diyerek önceki ifadesini kabul etmemiÅŸ... Halbuki, o itiraflarında, ‘…o dönemde kaymakamlık sınavına baÅŸvurduÄŸunu, parası kalmadığı için orada Yasin Bey adında biriyle görüştüğünü, kendisine zor durumda olduÄŸunu, bir an evvel iÅŸe baÅŸlaması gerektiÄŸini’ söylediÄŸini; onun da, 'Sen daha güzel bir pozisyon kazanabilirsin. Seni, bir yere yerleÅŸtireceÄŸim' deyip, bir eve götürdüğünü, 2006 yılında KPSS'ye girdiÄŸini, ilk etapta Sayıştay ve kaymakamlık sınavını kazandığını’ Ã§ok samimî bir havada anlatmıştı, ÅŸimdi onları inkâr ediyordu. Yargıyla oynamanın bu kadar cüretlisine, ‘pess’ doÄŸrusu.. 

*** 

Bir yakınının tertemiz olduÄŸunu ileri süren ve Ã§ocuklarının periÅŸanlığının bedelini kimin ödeyeceÄŸini devamlı dile getiren birisi, geçen gün, ‘15 ay içerde kaldı, sonra serbest bırakıldı. Tam rahatladık derken, yurt dışına kaçtı’ diyor ÅŸaÅŸkınlıkla ve serbest bırakılmasına raÄŸmen kaçmasının -aslında açık olan- izahını yapamıyordu. 

*** 

Adâleti hepimiz isteriz ve istemeliyiz de, ama, ‘enayi’ yerine konulmayı kabullenmemek ÅŸartı ile.. 

1 Yorum

  1. Perihan Ayaz

    Haziran 07, 2019 Cuma 14:22

    Selahaddin hocam Allah razı olsun,böylesine sömürülmüş bir konuyu bu kısacık yazıda tam da bizlerin söylemek istediği şekilde dile getirdiğiniz için, ellerinize sağlık ömrünüze bereket, saygı ve dualarımla

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.